
The Guardian’ın haberine göre İran, nükleer tesislerine yönelik saldırılar ve BM yaptırımlarının yeniden yürürlüğe girmesinin ardından daha saldırgan ve öngörülemez bir strateji üzerinde çalışıyor. Bu stratejinin en çarpıcı unsurlarından biri, yüz binlerce Afgan mülteciyi batı sınırlarından Irak ve Türkiye’ye doğru yönlendirme planı.
Mülteci Boyutu
İran, geçmişte 6 milyona kadar Afgan mülteciye ev sahipliği yaptı. Ancak 2025 yılı içinde en az 1 milyon kişi geri gönderildi; bunların 500 bini, hazirandaki İsrail saldırılarından sonra sınır dışı edildi. Amnesty International, hâlen en az 2 milyon Afgan’ın İran’da kaçak durumda olduğunu belirtiyor. Mart 2025’e kadar geçici “sayım belgesi” ile bazı haklara erişim sağlanırken bu uygulama iptal edildi ve yüz binlerce kişi hukuki statüsünü kaybetti.
Yeni Stratejinin Unsurları
Tahran yönetiminin planı yalnızca mültecilerle sınırlı değil. Füze programının genişletilmesi, hava savunmalarının güçlendirilmesi, BM silah denetçileriyle iş birliğinin askıya alınması ve 18 Ekim’de kurulması planlanan BM yaptırım komitesinin engellenmesi de stratejinin parçası.
Diplomatik Gerginlik
İran, Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık’taki büyükelçilerini geri çağırarak krizi diplomatik boyuta taşıdı. Fransa aracılığıyla denetimlere sınırlı erişim önerse de, ABD bu girişimi reddetti. Tahran, ABD’nin diplomasisini “tutarsız ve güvenilmez” olarak nitelendiriyor.
Küresel Reaksiyonlar
Rusya ve Çin, Avrupa’nın yaptırımları geri getirme hakkı olmadığını savunurken, Japonya, Kanada ve Türkiye yeni yaptırımları uygulamaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran’ın nükleer programıyla bağlantılı kişi ve kurumların mal varlıklarını donduran bir kararname yayımladı.
Ekonomik Etki
Her ne kadar geri dönen BM yaptırımları İran’ın petrol sektörünü kapsamasa da, yatırımcı güvenini sarstı. Serbest piyasada dolar kuru tarihi rekor kırdı.