
Haaretz’e göre, Türkiye uzun bir aradan sonra Gazze diplomasisinde yeniden kilit rol üstleniyor. Yıllarca İsrail’in itirazlarıyla süreçlerin dışında bırakılan Ankara, şimdi Hamas ve ABD arasında köprü kuruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Azerbaycan dönüşünde yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisinden Hamas’ı Gazze’ye dair 20 maddelik barış planına ikna etmesini istediğini belirtti.
Türkiye, 2023’ten bu yana sürdürdüğü arabuluculuk çabalarında “anlayış ve koordinasyon” temelli bir diplomasi yürütüyor. Erdoğan’ın tarzı, baskıdan ziyade ikna ve diyalog üzerine kurulu.
Hamas’ın Türkiye’deki varlığı yıllardır biliniyor. Örgütün bazı liderleri Türk vatandaşlığına sahip, kimileri ise Türkiye’de mülk sahibi. Bu durum, Ankara’ya Hamas üzerinde yumuşak ama etkili bir nüfuz kazandırıyor.
Ankara, hem Trump’ın arabuluculuk talebini yerine getirmek, hem de Hamas’ın ateşkesin garantörü olarak görmek istediği ülke konumunu üstlenmek istiyor. Bu çifte rol, Türkiye’ye Gazze’nin savaş sonrası siyasi düzeninde yer alma fırsatı sunuyor.
Türkiye, Arap dünyasındaki pozisyonunu da bu süreçle güçlendirmeyi amaçlıyor. Özellikle Katar ve Mısır’ın aksine, Erdoğan doğrudan Trump’la temas kurabiliyor. Bu da Ankara’ya diplomatik esneklik kazandırıyor.
Süreci yöneten isim ise Erdoğan’ın uzun süredir en yakın danışmanlarından biri olan İbrahim Kalın. Kalın, hem istihbarat hem diplomasi hem de kültürel diyalog alanlarında deneyimli bir arabulucu olarak öne çıkıyor.
Haaretz’e göre, Kalın’ın “Hamas’ın da dahil olabileceği bir siyasi melodi” kurma şansı hiç bu kadar güçlü olmamıştı. Türkiye böylece hem Filistin meselesinde yeniden etkinliğini artırıyor hem de bölgede diplomatik bir “geri dönüş” yapıyor.