Bloomberg’in haberine göre Türkiye’nin son 25 yıllık para politikası deneyimi, merkez bankası bağımsızlığı zayıf ülkelerde siyasi baskıların nasıl istikrarsızlığa yol açtığını gösteriyor.
Araştırmanın Bulguları
NBER için hazırlanan çalışmada ekonomistler A. Hakan Kara ve Alp Simsek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz talebinin merkez bankasını klasik politika araçlarından uzaklaştırdığını ortaya koydu.
Faiz artırımı yerine döviz rezervlerinden yapılan müdahaleler ve kur korumalı mevduat gibi mekanizmalar devreye girdi. Ancak bu adımlar, hem enflasyonu kontrol altına almakta başarısız oldu hem de devlet bütçesine ek yük getirdi.
“İstikrarsızlaştırıcı Zincir”
Araştırmacılar, bu süreci “birbirine bağlı istikrarsızlaştırıcı bir zincir” olarak tanımlıyor. Faizlerin düşük tutulması enflasyon ve kur baskısı yaratırken, rezervlerin eritilmesi ve yeni enstrümanların devreye girmesi krizi derinleştirdi.
2023 Sonrası ve Kalıcı Hasar
Erdoğan’ın 2023 yazında yeniden seçilmesinin ardından Türkiye daha ortodoks para politikalarına döndü. Ancak çalışmaya göre, geçmişteki bu “büyük deney” enflasyonu kalıcı şekilde zorlaştırdı ve ekonomiye uzun vadeli hasar verdi.
Küresel Yansımalar
Uzmanlara göre Türkiye’nin deneyimi, yalnızca gelişen piyasalara değil, gelişmiş ekonomilere de ders niteliği taşıyor. Trump’ın ABD Merkez Bankası üzerindeki baskıları ve Arjantin’de Javier Milei’nin seçim öncesi benzer para politikası girişimleri, Türkiye’deki sonuçlarla karşılaştırılıyor.