
Foreign Affairs’in analizine göre, Aralık 2024’te Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Rusya’nın Suriye’deki nüfuzunu kaybedeceği beklentisi gerçekleşmedi. Moskova, Tartus ve Hmeymim’deki üslerini elinde tutmayı başardı ve özellikle kuzeydoğuda varlığını tahkim ediyor.
Esad Sonrası Dönemde Yeni Dengeler
Hayat Tahrir el-Şam lideri Ahmed el-Şara’nın başa geçmesiyle Şam yönetimi Rusya’yı tamamen dışlamadı. Enerji, tahıl ve BM’de siyasi destek karşılığında Moskova ile pragmatik bir ilişki kuruluyor. Ayrıca Rusya’nın varlığı, eski Esad yanlılarının geri dönmesini önlemek, Batı’ya alternatif mesajı vermek ve İsrail’in saldırılarını sınırlamak için de bir koz olarak görülüyor.
Bölgesel Aktörlerin Hesapları
İsrail ve Türkiye, Rusya’nın dengeli bir rol üstlenmesini kendi çıkarları açısından faydalı görüyor. Ankara, Kürtlerin özerklik arayışına karşı Moskova ile işbirliği yapabileceğini düşünürken; İsrail, Şara hükümetini radikal bulduğu için Rusya’nın varlığının ülkeyi parçalı tutacağına inanıyor. Öte yandan SDG, ABD’nin çekilmesi halinde Rusya’yı güvence olarak görüyor.
Avrupa ve Batı’nın Tutumu
Avrupa Parlamentosu Rusya’ya üslerin kapatılmasını talep etse de, Moskova diplomasi ve enerji yardımlarıyla yeni hükümetle ilişkilerini güçlendirmeye devam ediyor. Uzmanlara göre, Batı’nın yapması gereken Suriye’nin toparlanmasına ekonomik ve siyasi destek sağlamak, Rusya’yı tamamen dışlamaya zorlamamak.
Sonuç
Rusya’nın etkisi Esad dönemindeki kadar güçlü olmasa da, üslerini koruyarak Orta Doğu ve Afrika’daki operasyonlarına lojistik destek sağlamaya devam edecek. ABD ve Avrupa için en gerçekçi strateji, Suriye’yi Rusya’dan koparmaya çalışmak değil, Şam’la doğrudan ilişki kurarak yeniden yapılanmaya katkıda bulunmak.