
Haaretz’in hafta sonu dergisinde yer alan söyleşiye göre Oxford Üniversitesi’nden Prof. Avi Shlaim, Hamas’ı İsrail işgaline karşı direnişin ana aktörü olarak görüyor; sivillerin hedef alınmasını kesin biçimde kınarken, çatışmayı “işgal bağlamı” içinde okuyor. Shlaim, İsrail’in Gazze’de izlediği politikanın uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve “soykırım” tanımına yaklaştığını savunuyor.
Biyografi ve kopuşun zemini
1945’te Bağdat’ta doğan Shlaim, çocukluğunda Siyonist anlatıyı benimsediğini, ancak 1980’lerde İsrail Devlet Arşivleri’nde yürüttüğü çalışmaların bakışını kökten değiştirdiğini anlatıyor. Bu süreç onu “Yeni Tarihçiler” kuşağına yaklaştırdı; resmi anlatı ile arşiv bulguları arasındaki farkın politikasını ve akademik çizgisini belirlediğini söylüyor.
Hamas’a dair konumlanma
Shlaim, 7 Ekim saldırısını “terör eylemi” olarak nitelendiriyor; sivillerin öldürülmesinin yanlış olduğunu belirtiyor. Buna karşın Hamas’ı, “işgal altındaki bir halkın direniş hareketi” olarak tanımlıyor ve örgütün zaman içinde siyasi evrim geçirdiği, iki devletli çözüme razı olabilecek bir programı benimsediği kanaatini aktarıyor. 2006’daki Filistin seçimlerini “özgür ve demokratik” sayan Shlaim, Batı’nın sonuçları reddedişini de eleştiriyor.
Terör listesi ve hukuk tartışması
Shlaim, İngiltere İçişleri Bakanlığı’na sunulan bir başvuruda uzman görüşü vererek Hamas’ın terör listesinden çıkarılmasını savundu. Görüşünde, Hamas’ın intihar saldırılarının “terör” tanımına uyduğunu teslim ederken, örgütün siyasi kanadının varlığını ve dönüşümünü de vurguladı; çatışmada devlet uygulamalarının da uluslararası hukuk bağlamında incelenmesi gerektiğini söyledi.
İsrail’e yönelttiği eleştiriler
Shlaim, İsrail’in 1967 sonrası politikalarını “sömürgeci genişleme” olarak tanımlıyor; bugün ortaya çıkan tabloyu “aparteid ve Yahudi üstünlüğü” kavramlarıyla açıklıyor. Gazze’deki askeri uygulamaları, insani yardıma erişimin kısıtlanmasını ve hedefleme yöntemlerini uluslararası hukuk açısından sert biçimde eleştiriyor.
Akademik yankılar ve itirazlar
İsrailli tarihçilerin bir bölümü Shlaim’i “ideolojik yazım” ile suçlarken, Shlaim kendisini arşiv belgelerine dayanan eleştirel bir tarihçi olarak konumlandırıyor. Haaretz’in aktardığına göre, kamusal alanda destek ve tehdit mesajları birlikte geliyor; genç kitlelerin sosyal medya üzerinden verdiği destek dikkat çekiyor.
Sonuç
Söyleşi, Shlaim’in Siyonizm’den kopuşunu kişisel biyografisi, arşiv araştırmaları ve güncel savaş bağlamında temellendiriyor. Hamas’ın rolüne dair tartışmalı değerlendirmeleri, İsrail siyasetine yönelttiği ağır eleştiriler ve uluslararası hukuk referansları, akademideki eski tartışmaları yeni bir saflaşmaya taşıyor.