
Nikkei Asia’nın haberine göre, Ortadoğu’daki mevcut jeopolitik türbülansın içinde Türkiye, bölgenin geleceğini belirleyecek kilit ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. İsrail ile ilişkilerin gidişatı, yalnızca bölgesel değil, küresel güvenlik açısından da büyük önem taşıyor.
Son haftalarda İsrail’in İran’a yönelik yoğun saldırıları ve ardından ABD’nin araya girerek sağladığı ateşkes, bölgede belirsizliği artırdı. Ancak uzmanlara göre, bölgenin en etkili iki aktörü olan Türkiye ve İsrail’in güç mücadelesi belirleyici olacak.
Askeri ve Diplomatik Ağırlık
İsrail, gelişmiş hava saldırılarıyla İran’ın hava savunma sistemleri ve nükleer altyapısını zayıflattı. Haziran ayındaki operasyonlarda çok sayıda üst düzey İranlı askeri yetkili ve bilim insanı öldürüldü.
Türkiye ise 355 bin kişilik ordusu, 85 milyonluk nüfusu ve bölgedeki askeri üsleriyle (Irak, Katar, Somali, Azerbaycan) stratejik derinliğe sahip.
Suriye Üzerindeki Rekabet
Uzmanlara göre, Türkiye ve İsrail’in Suriye’ye yönelik yaklaşımları çakışıyor.
Türkiye, yeni geçici yönetimi destekleyerek merkezi bir Suriye inşa etmeyi hedefliyor. İsrail ise Şam’daki yönetimin zayıf kalmasını ve parçalı yapının sürmesini istiyor.
Bu çelişki, Suriye’de doğrudan veya dolaylı Türk-İsrail gerilimine yol açabilir.
Kişisel Liderlik Gerilimi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu “bölge için en büyük tehdit” ilan etti. Daha önce de Hitler benzetmesinde bulunmuştu.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ise Erdoğan’ı baskıcı ve “emperyalist hedefleri olan bir lider” olarak tanımladı.
İran Faktörü ve Olası Senaryolar
Türkiye ile İsrail, İran’a karşı ortak duruş sergilese de yöntemlerde ayrışıyor. Türkiye, rejim çökmesinin kaos yaratmasından çekinirken, İsrail rejim değişikliğini açıkça destekliyor.
Uzmanlara göre üç senaryo mümkün:
- Gerilim artarak bölgesel soğuk savaşa dönüşebilir.
- Türkiye ve İsrail, dengeli bir şekilde birlikte var olmayı öğrenebilir.
- İran rejiminin çökmesi gibi dış faktörler bölgeyi öngörülemez hale getirebilir.
Uzman Görüşleri
Beykoz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, “1990’larda güçlü ilişkiler kurulmuştu. Bugün de benzeri bir denge kurulabilir,” dedi.
Kadir Has Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Aydın ise Türkiye’nin Karadeniz’de süren Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte iki cephede istikrarı aynı anda yönetmek zorunda olduğunu vurguladı.
Küresel Sonuçlar
Ortadoğu’daki olası yeni çatışmalar, Avrupa’daki savaş ortamıyla birleştiğinde küresel istikrarı ciddi biçimde tehdit edebilir.
Bu nedenle, Türkiye-İsrail ilişkilerinin dikkatle izlenmesi gerektiği konusunda uyarılar artıyor.