
Welt gazetesine göre, Ukrayna savaşı Avrupa’nın savunma alanındaki bakım, onarım ve yenileme (MRO) kapasitesindeki yetersizlikleri gözler önüne sererken, Türkiye bu boşluğu doldurmak için devreye girmeye hazırlanıyor. Türk devlet savunma şirketi ASFAT’ın başındaki Mustafa Ilbas, Türkiye’nin Avrupa’nın “askeri bakım atölyesi” olabileceğini savunuyor.
Türkiye’nin stratejik hamlesi
Ankara merkezli ASFAT, Türkiye’nin 27 silah fabrikası ve 10 deniz üssünün gücünü uluslararası projelere taşımayı amaçlıyor. Ilbas, Avrupa ülkelerinin yeni ekipman almaya odaklandığını, ancak Türkiye’nin bakım ve yenileme kabiliyetiyle bu açığı kapatabileceğini belirtiyor.
Türkiye’nin bu alandaki uzmanlığı, 2019’da S-400 hava savunma sistemi alımı sonrası ABD’nin uyguladığı yaptırımlar sonucu dışa bağımlılığı azaltma politikasıyla gelişti. Bayraktar dronları ve “KAAN” adlı beşinci nesil savaş uçağı gibi ürünlerle Türkiye savunma sanayisinde küresel bir aktör haline geldi. KAAN’ın ilk ihracatı için Endonezya ile 48 adetlik anlaşma da bu hafta imzalandı.
Eskişehir’de yüksek teknoloji bakım merkezleri
Welt’in aktardığına göre, Eskişehir’deki bakım üssünde F-16 uçaklarının detaylı kontrolleri, parça üretimi ve yenileme işlemleri gerçekleştiriliyor. 100.000’in üzerinde yedek parça üretim kapasitesine sahip merkezde, bir F-16 parçası 814 dolara üretilebilirken, orijinal üretici firmada bu fiyat 16.318 doları buluyor. Tüm bu işlemler Lockheed Martin ile yapılan resmi iş birliği çerçevesinde yürütülüyor.
Avrupa’da eksik olan ne varsa, Türkiye’de mevcut
McKinsey’in analizine göre, Avrupa’da ekipman kullanılabilirliğini %10 artırmak, 40 uçaklık ek kapasiteye denk geliyor. Ancak Avrupa ülkelerinde yedek parça kıtlığı, kopuk tedarik zincirleri ve mühendis eksikliği ciddi sorun teşkil ediyor. Buna karşın Türkiye’de 100.000’den fazla savunma sanayi çalışanı var ve mühendislik bölümleri üniversitelerde yüksek talep görüyor.
Siyasi güvensizlik ve iş birliği engelleri
Türkiye, ASFAT aracılığıyla Avrupa ülkeleriyle daha fazla iş birliği yapmak istese de, Almanya başta olmak üzere bazı ülkeler insan hakları ve dış politika nedenleriyle temkinli yaklaşıyor. Eurofighter gibi projelere katılımda Türkiye’ye ihracat onayı verilmesi için Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya’nın ortak kararı gerekiyor. Berlin yönetimi, Yunanistan ile yaşanan gerilim ve Türkiye’nin Rusya ile yakın ilişkileri nedeniyle çekimser davranıyor.
Gelecek ne getirir?
Türkiye’nin NATO üyeliği ve sahip olduğu askeri bakım altyapısı, Avrupa için cazip bir seçenek olabilir. Ancak Ankara’nın Avrupa nezdinde güven inşa etmesi ve siyasi şeffaflığı artırması da bir o kadar kritik.
ASFAT Genel Müdürü Mustafa Ilbas, “Rusya ile hiçbir askeri iş birliğimiz yok. Biz NATO üyesiyiz, Avrupa’yla aynı taraftayız” sözleriyle bu güveni tesis etmeye çalışıyor. Ancak uzmanlara göre bu süreç, sadece teknik yeterlilikle değil, siyasi duruşla da şekillenecek.