
The Economist’e göre, Atlanta’da düzenlenen Fine Water Summit, sade suyun geleceğin lüks içeceği olabileceğini gösterdi. 35 ülkeden 1.100 su şişesinin tadıldığı etkinlikte, su sommelierleri mineraller, asitlik ve ağızda bıraktığı his üzerinden suyu değerlendiriyor.
Suyun Yeni Yüzü: Lüks ve Deneyim
Etkinlik, suyun da tıpkı şarap gibi tadılabileceğini savunan uzmanların buluşma noktası oldu. Norveç’in Lofoten Adaları’ndan gelen bir su, buz gibi taze bir tat sunarken, Peru’daki And Dağları’ndan gelen başka bir su tuzlu ve acı notalar taşıyor.
Su sommelieri Nico Pieterse, Norveç suyunu sashimi ile, Peru suyunu ise kızarmış yiyeceklerle eşleştiriyor. Etkinlikte 15.000 yıllık buzul suyunun içinde altın parçacıkları olan “Fromin” isimli şişe, büyük ilgi gördü.
Yeni Bir Kültür: Su Menüsü ve Trendler
Michael Mascha, su kültürünün öncüsü. Eskiden şarap koleksiyoneriydi, sağlık nedeniyle suya yöneldi. Başlarda alay konusu oldu, hatta TV programlarında klozet suyu tattırıldı. Bugün ise onun çabalarıyla Michelin yıldızlı restoranlar bile su menüsü sunuyor.
TikTok’ta ünlü olan İngiliz sommelier Doran Binder, kendi toprağında bulduğu kremamsı suyu kutularda satıyor. “Restoranlar, iyi suyu klorlu buz ve limonla mahvediyor,” diyor.
Yatırım ve Çevresel Farkındalık
Etkinliğin sponsoru, su endüstrisini kripto ile merkeziyetsizleştirmeyi amaçlayan bir firma. Paris’te çevre bilimi dersleri veren sommelier Elena Berg, bu hareketin temiz suyun değerini hatırlatmak için önemli olduğunu söylüyor.
Pieterse, su şişelerine kaynak sesini dinleten barkodlar eklemek istiyor: “Bu suyu mamutlar da içti.”